31 Temmuz 2011 Pazar

''NORMALLİK(!)'' BİR YERE KADAR...

 21. yy'a damgasını vuracak bir rahatsızlık; Borderline Kişilik Bozukluğu!!! İlk düşünceler:

 Her ne olursa olsun, hangi pencereden bakarsan bak sonuç değişmiyor. Çıtayı ne kadar yükseltirsen yükselt, kısa bir doyum süreci ardından, vasatlaşma ve vasatlaştırma başlıyor. Ve bu  mutsuz ediyor. Hep daha fazlası, hep daha, hep daha, hep hep.......

 Yeni bir elbise alsak da yine de AVM' lerde vitrin vitrin geziyoruz, sonuçta kronik mutsuzuz. Arıyoruz  her daim; tüketmek olabildiğince, aralıklı ama devamlı boşluk hissi, aksini bilme ama durduramama, kısır döngü!

 " Tam ve namuslu düşünceler sessizlik, ihtiyarlık ve dişsizlik ister. Dişsiz olduğun zaman 'Ayıp çocuklar, ısırmayın!'  demek kolaydır. Ama, otuz iki dişin olunca... İnsan gençliğinde canavardır, evcilleşmek bilmez canavardır ve insan yer. Kuzular, tavuklar ve domuz yavruları da yer ama, hayır, insan yemezse doymaz! " Alexis Zorba

 Doyumsuzluk ya da tatminsizlik; dolması imkansıza yakın duygusal boşlukları bulunur buna sahip olanlar. Sürekli kendilerini eksik hissederler, birileri onları sevmeden yapamazlar. Sevgi ve ilgiyle dolmayan boşlukları için, alkol ve cinselliğe yüklenirler; abartılı  derecede ruh halleri gösterirler. Ve tabii bir süre sonra anlarlar ki bu boşluklar böyle dolmuyor. O kendilerine çok iyi geldiğini  sandıkları alkol, aşırı düzensiz hayat, cinsellik bile hiçbir şey ifade etmiyor.

 ''Boşluğun büyüklüğü işte şimdi ortada...  Nereye tutunmak gerek!''...

''Karşımdaki kişinin bir gün beni dipsiz sevmesi, sevginin tavanında olmamız... Ve sabahında 'Seni sevmiyorum!'  demesi, nefret kusması... Sistematik  olarak ruhumu aşağılamaya ve ezmeye çalışması, söylediklerininin artık birbirini tutmaması...  Enerjimle beslenmesi... Gözünde bir gün tanrıça bir gün orospu olmak. Ve onun aykırı gizli seks hayatını farketmek... Kabul etmek ve yine de dipsiz kuyu, korkunç öfke...''

  Doyumsuz bir kişilikten şüphelenirken, düşünceler derinleştikçe  Borderline Kişilik Bozukluğu'na nasıl gelinir?...

- Gözlerinde partnerleri  adeta bir ilahe/ilah olduğunda, bu kişi hakkında negatif olan hiçbir şeyi hatırlamıyor mu?
- Durumu, olayları ya tamamen felaket ya da tamamen ideal/çok iyi olarak mı görüyor sadece?
- Eğer partneri  yanında, etrafinda değilse, onun kendisine olan sevgisini hatırlamakta güçlük mü çekiyor?
- Partnerinin  bazen tamamen doğru bazen de tamamen yanlış olduğunu mu  düşünüyor?
- Düşünceleri,  o anda yanlarında  kim/kimler olduğuna göre değişiyor mu? 
- Kendi hareketlerinden başkalarını  sorumlu tutar, davranışlarına onların  sebep olduklarına inanır veya başkalarının  davranışlarından   dolayı kendisini gereğinden fazla mı sorumlu hissediyor ?
- Bir hatasını  itiraf etmeye istekli olmayıp  ve bu hatasının   karşısındakinin  üstündeki etkilerini farketmez mi?
- En küçük bir provokasyonda kendisini terk edilmiş mi hissediyor?
- Duyguları  dakikalar, saatler içinde çabucak, aşırı  uçlarda ve değişken mi?
- Duygularını  yönetmek, kontrol altına almakta problem mi yaşıyor?
- Çoğu zaman güvensiz ve süpheci mi?
- Çoğu zaman  sinirli, rahatsızlık içinde mi?
- Eğer dikkatlerin merkezi kendisi değilse, kendisini reddedilmiş/dışlanmış mı hissediyor?
- Öfkesini, kızgınlığını uygunsuz sekilde mi ifade ediyor veya öfkesini ifade etmekte tamamen zorlanıyor mu?
- Hiçbir zaman yeteri kadar sevgi, şefkat veya dikkat elde edemediğini mi düşünüyor?
- Başkalarının kişisel  sınırlarına  saygılı  olmakta zorlanıyor mu?
- Çok fazla para harcamak/alışveriş yapmak, tehlikeli/riskli seks ilişkilerinde bulunmak, fiziksel/zihinsel  kavga etmek, ilaç ve alkoller dahil bağımlılık yaşıyor mu?
- Öteki kişinin kendi hayallerine göre olmasını istediği kişi veya olmasını   istedikleri ilişkiler üzerine kurulmuş fantazilere dayalı  ilişkiler mi kurmak eğiliminde?
- Beklentilerini aniden değistirdiği için karşısınndaki kişinin ne yaparsa yapsın, yanlış yaptığı  ve hiç doğru birşey yapamadığı  duygusunu yaşamasına mı sebep oluyor?
- Korkutucu, beklenmedik, önceden belli olmayan ve mantığa aykırı  olan öfke nöbetleri mi geçiriyor?
- Gerek olmadığı  halde krizler/içinden çıkılmaz  problemler mi yaratıyor veya kaotik, karmakarışık bir duygu durumuna mı geçiyor?
- Tutarlı olmayan veya önceden neden-niye-nasıl davranacağı belli olmayan şekilde, beklenmedik tarzda mı hareket ediyor?
- Sevdiğine  çok yakın olmak sonra da aynı kişiden  aniden uzaklaşmak mı istiyor ?( Mesela herşey yolunda giderken gerçek dışı bir bahaneyle  kavga etmek, sonra ilişkiye son vermek gibi)
- Önemsiz veya abartılmış  nedenlerle,  insanları  hayatından çıkartıp atıyor mu?
- Bazı durumlarda  net ve kesin bir şekilde yeterli ve kontrollü ama bazı durumlarda başkalarına karşı tamamen kontrol dışı mı davranıyor?
- Başkalarına karşı  acımasız ve hatta kişiliğine kadar hakaret boyutunda suçlayıcı, tenkit edici veya tacizkar mı?
- Sevdiğini baş tacı etmişken bir anda yerin dibine sokar mı?
- Kendi ihtiyaçlarının karşılanması, istediklerinin yapılması için aşırı  şekillerde veya kontrol eder şekilde mi hareket etmekte?
- Kendisini ihmal edilmiş hissettiğinde, dikkatleri kendi üstüne  toplamak için çok uygunsuz birşey mi söyler ya da uygunsuz birşey mi yapar? ...
 
 Ve... Kalplerinde iki duyguya yer vardır; aşk ve nefret. Diğer  tüm duygular bunların yansımasıdır... İkisi arasında çılgın geçişler yapabilirler... Ne kadar nefret ederlerse aşkları o kadar büyüktür! Böyle bir sevgiliniz varsa bir an göklerdesinizdir ve dünya sanki o an etrafınızda dönmeye başlar... Ve tabii bir de bunun tersi vardır, bir anda dünya başınıza yıkılır; saçmasapan bir hareket sizi öyle bir çıkmaza sürükler ki, zekanızın sınırlarına ulaşmayı belki de ilk kez yaşarsınız. Son derece sağlam özgüveni, sabrı ve zekası olmayan biri için Borderline sevgili  uçurumdan atlama nedenidir. Bir an uçarsın, bir an çakılırsın... Ortası mı? Kolay kolay yakalanmaz, hayatınızda orta diye bir şey kalmamıştır ki. Sizin için sadece siyah ve beyaz kalmıştır... Siyah temizleyemeyeceğin kadar koyu, beyaz kirletemeyeceğin kadar temizdir... Gri yoktur. Ve bazen griyi o kadar özlersiniz ki, en soluk gri bile bir an cennetin bir köşesini size hatırlatabilir...

 Bu muhteşem(!) özelliklere sahip kişi  ile aynı ipte cambazlık yapmaya kalkmak, hayattaki en sevimli(!) rezilliklerden birini yaşamaya sebebiyet verebileceği gibi, bir yandan da ipin titrek halleri sizi de sınırlar dehlizinde derin ve tehlikeli yolculuklara çıkmaya sevk edebilmektedir ki nice kaleideskoplardan görülür birçok renkli manzaraya tercih edilebilirsiniz bazen.... Ya da Arafta olup zaman zaman cehennem ve cenneti ziyarete gider gibi, sıcakla soğuk gibi, siyahla beyaz gibi, kalabalık ve yalnızlık gibi hissedersiniz kendinizi...

 Şimdi kendinize ya da karşınızdakine teşhis koymayın sakın! Borderline olduğunuzu ya da Borderline bir insan tarafindan kafanızın ciklendiğini düşünüyorsanız; '' AKIL SAĞLIĞI YERİNDE BİR PSİKOLOG ARANIYOOOOOOOOORR'' diye bağırabilirsiniz elbette......

 Aslında herkes herşeyin farkında, kimse kendine kondurmuyor. Ve kurban ediliyor sağlıklı ruh halleri, ilişkiler ve zaman... ''Normallikte bir yere kadar!'' diyor ve ucunun bana da değmesinden zerre rahatsızlık duymadığım okkalı bir .... çekmek istiyorum bunu fark edince. Olmuyor tabii...

2 yorum:

İbrahim G.Yaka dedi ki...

Bir psikolog-psikiyatr titizliğiyle yazmış olduğun ve öyle zannediyorum; kendi öznel birikim ve deneyimlerini de dahil ettiğin bu ilginç, bir o kadar da öğretici
yazını okudum.İlk defada tam anlayamadığım paragrafları, dönüp bir daha okudum. Borderline sınır kişilik bozukluğu olarak da tanımlanan ama kabaca bir şeyler bildiğim konu hakkında inanın bu yazıyla çok fazla bilgilenmiş oldum. Borderline sendromu septomleri da diyebileceğimiz, soru cümleleri şeklinde maddeler halinde verilen belirtileri çok dikkatli iki kez okudum:)) Ne yalan söyleyeyim Aysen, o maddelerden bir iki tanesi sanki bana da uyuyor gibi geldi:)))Beni bu konuda şüpheye sürüklediğin için sana sitem mi etsem, teşekkür mü etsem bilemiyorum...:)))
Yazın gerçekten ilginç ve çok bilgilendiriciydi, teşekkürler emeğin için.

Aysen Yücedağ dedi ki...

Teşekkürler İbrahim :)